
Duygusal Olarak Erişilebilir Olmak: Yakın Görünüp Uzak Kalmak
Bazı ilişkiler dışarıdan bakıldığında oldukça yolunda görünür. Büyük tartışmalar yoktur, birlikte zaman geçirilir, günlük hayat bir düzene oturmuştur. Ama içten içe bir eksiklik hissedilir. Ne olduğunu tam olarak tarif etmek zordur. Sanki görünmeyen bir perde vardır arada. Fiziksel olarak yan yana olunsa da duygusal olarak birbirine ulaşılamıyordur.
İşte bu his, çoğu zaman duygusal olarak erişilebilir olamamakla ilgilidir. Duygusal erişilebilirlik, kulağa karmaşık bir kavram gibi gelebilir ama aslında oldukça temel bir ihtiyaçtan bahseder: Sevdiğiniz kişinin duygusal dünyasına yaklaşabilmek, onun size yaklaşmasına izin verebilmek.
Bu sadece “dinliyor gibi yapmak” ya da “yanında olmak”la ilgili değil. Gerçekten dinlemek, savunmaya geçmeden kalabilmek, anlamaya niyet etmek. Karşınızdaki kırıldığında ya da zorlandığında hemen çözüm üretmek değil; bazen sadece onunla birlikte o duygunun içinde bir süre kalabilmek. Ama bu hiç de kolay bir şey değil; çünkü çoğumuz çocukluğumuzda duygularla güvenli şekilde temas kurmayı öğrenmeden büyüyoruz. Küçükken duygularımız bastırıldıysa ya da zorlandığımızda yalnız kaldıysak, erişilebilir olmak yetişkinliğimizde de içgüdüsel gelmeyebilir.
Yakınlık korkutucu olabilir. Açıklık, zayıflık gibi hissedilebilir. Bu yüzden ilişkilerde zırhlarla gezeriz. Kırılganlığımızı gizlemeye çalışırız. Oysa ilişkilerdeki birçok çatışmanın temelinde bu zırhların yarattığı mesafe yatar. “Sen beni anlamıyorsun” dediğimiz anlarda aslında çoğu zaman “Kalbine ulaşamıyorum” demek isteriz.
Duygusal olarak erişilebilir olmak, mükemmel olmak anlamına gelmez. Tam tersine, hatalarımızla, korkularımızla da orada kalabilmektir. Karşınızdakinin acısını sizin çözmeniz gerekmez; sadece yanında durmanız yeterlidir.
Bazen bir göz teması, bazen “bugün zor bir gün geçirdim” diyebilmek, bazen sadece yanında sessizce oturmak… Tüm bunlar, karşınızdakine “seninle temastayım” demenin yollarıdır.
Duygusal erişilebilirlik, ilişkinin yükünü taşımak değil; o yükün yanında birlikte yürümektir. İlişkilerde gerçek yakınlık, büyük jestlerden çok, küçük ama samimi anlarla kurulur. Biri size içini açtığında, onu gerçekten duyduğunuzda, savunmadan temas kurduğunuzda… Orada güven doğar.
Ve güvenin olduğu yerde bağ derinleşir.
Bu konu hakkında nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız veya uyguladığınız yöntemler işe yaramıyorsa çift terapisi hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgiye bağlantıdan ulaşabilir, merkezimizden randevu almak için buradan bizlere erişebilirsiniz.
Selen Sena Soygül
Uzman Psikolog