Kum Tepsisi Terapisi, dışavurumcu ve yansıtıcı bir terapi yöntemidir. Bu terapi yönteminde kum, su ve yüzlerce minyatür kullanılmaktadır. 8 yaşından büyük çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde işlevsel olan kumun terapötik etkisi sayesinde oldukça esnek bir terapidir.
Kum Tepsisi Terapisi ‘nde terapist danışana iki adet kum tepsisi sunar. Birisi kuru kum, diğeri ise ıslak kum içermektedir. Danışan hangi kum tepsisi ile çalışacağına karar verir ve tepside bir sahne yaratır. Sahneyi terapistin kendisine sunduğu yüzlerce minyatürlerden seçerek kum tepsisine yerleştirmesiyle oluşturur. Bu minyatürler bir takım insan figürleri, yapılar, tarihi mekanlar ya da fantastik figürlerden oluşan gerçek nesnelerdir.
Terapinin temelleri Carl Gustav Jung’un teorisi üzerine kurulmuş olup İsveçli psikoterapist Dora Kalff tarafından C.G. Jung araştırma merkezinde almış olduğu eğitimler ve Budizm üzerine olan düşünceleri çerçevesinde geliştirilmiştir. Kum terapisinin bir teknik olarak kullanımı ilk olarak İngiliz çocuk doktoru Margreth Lowenfeld tarafından önerilmiştir; ancak teoriyi formüle eden ve ilkelerini geliştirip dünya çapında birçok uygulayıcıyı eğiten Dora Kalff olmuştur.
Kum Tepsisi Terapisi ‘nde amaç bilinçdışına sembolik yolla ulaşabilmektir. Danışan, minyatürler ile kum üzerine çatışmalarını, bilinçdışı süreçlerini yansıtmaktadır. Bilinçdışının bilinç düzeyine çıkması ile bilinçdışı ile bilinç arasında köprü kurulur. Bu durum iyileşmeye ve değişime yol açar. Sembolik dil aracılığıyla kişinin özü, kendini aktive eder ve değişimsel davranış oluşturur. Kum terapisi yönlendirilmemiş bir oyun terapisi yöntemidir ve bu yüzden de terapist hiç ya da çok az yönerge ile sürece müdahil olur. Kum ve minyatür objelerle özgürce yaratımlarda bulunmak iyileşme sürecini kolaylaştırır. Bunun sebebi bilinçaltı kendini ifade edebilmiş ve danışanın bilinç seviyesine çıkabilmiştir. Tepsideki yaratımı tamamladıktan sonra danışan yarattığı görüntü hakkında konuşmayı seçebilir ya da seçmeyebilir. Bu noktada terapist kum tepsisine dokunmadan veya yönerge vermeden destekleyici bir geribildirimde bulunur. Terapist herhangi bir yorum yapmaktan kaçınır. Bunun amacı tepsideki imajların herhangi bir müdahale yapılmadan etkisini göstermesine izin vermektir. Genellikle terapist kumda yaratılmış olan resmin hızlı bir skecini çizer ya da fotoğrafını çeker. Bunu, iyileşme sonunda terapiyi bitirme aşamasında danışanla tartışmak ve değerlendirmek amacıyla yapar.
Öğretmenlerden alınan geribildirimler doğrultusunda yapılan araştırmalara göre kum tepsisi terapisi seansı ardından sınıfa dönen çocukların daha rahatlamış oldukları ve çalışmalarına daha kolay odaklanabildikleri öğrenilmiştir. Çocuğun daha sakin, mutlu görünüp, daha esprili olduğunu gözlemlemişlerdir. 8-10 seans sonrasında genelde ciddi bir gelişme gözlemlenip, çocuğun öğretmeninin koyduğu sınırlara uyabildiği görülmüştür (Schaefer & Cangelosi, 120). Buna ek olarak Noyes, kum terapisinin özgüveni geliştirdiğini, iç çatışmaların çözümüne yardımcı olduğunu ve 6. sınıflar düzeyinde okuma sonuçlarında yükselmeye sebep olduğunu bildirmiştir.