“Birbirimizin sığınağında yaşarız.”
İsveç atasözü
1980’lerde Suzan Johnson tarafından geliştirilen Duygu Odaklı Çift Terapisi kişilerin duyguları hakkında farkındalık kazanmalarına ve duyguları ile etkili bir şekilde başa çıkma, onları düzenleme ve dönüştürme stratejileri elde etmelerini amaçlayan, temelleri bağlanma teorisine dayanan kısa süreli bir terapi modelidir. Ağırlıklı olarak çiftlerde kullandığı gibi bireylerde de depresyon, kaygı ve travma sonrası stres bozukluklarında oldukça etkilidir.
Duygu Odaklı Çift Terapisi‘ne göre ilişkilerinde sorun yaşayan çiftler olumsuz döngülerine sıkışıp kalmışlardır. Terapist, çiftlerin kendi döngülerini fark etmelerini ve bu döngüye yol açan duygularının ve ihtiyaçlarının farkına varmalarına yardımcı olarak duygusal tepkilerini yeniden yapılandırmalarını sağlar. Terapinin ana hedefi çiftlerin işlevsiz olan bu negatif döngüyü ortadan kaldırarak yeni etkileşim döngüleri yaratmak ve ilişkilerinde daha güvenli ve güçlü bir duygusal bağ oluşturmalarını sağlamaktır. Terapi süreci 3 aşamalıdır ve her aşama yapılandırılmış sistematik müdahaleler içerir.
Çok farklı gruplara ve kültürlere uygulan Duygu Odaklı Terapinin etkinliği 30 yılı bulan bilimsel çalışmalarla da kanıtlanmıştır. Araştırmalar, çiftlerin %90’ında sorunlarının azaldığını, %70-75‘inde ise sorunlarının ortadan kalktığını göstermektedir.