“Ben buyum. Beni böyle kabul edeceksen devam edelim.”
“Ciddi bir şey istemiyorum.”
“İlişkinin adını koymak zorunda mıyız? Her şey böyle çok güzel.”
“Neden ilişkiyi ciddileştirmek istiyorsun?”
“Özgürlüğümün, alanımın kısıtlandığını hissediyorum. Boğuluyorum.”
Bağlanma korkusu olan kişilerle yaşanan ilişkilerde bu cümleler sıklıkla duyulur. Genellikle bu tarz cümleler ve davranışlarla kendini gösteren bağlanma korkusu, ilişkilerin ilerlemesini ya da en başından başlamasını zorlaştıran önemli etkenlerden birisidir ve her iki taraf için de yorucu ve kafa karıştırıcı olabilir.
Bağlanma korkusu aslında ilişkinin başlamasından değil, ilişkinin bitmesinden korkmaktır. Bağlanma korkusu olan kişiler için bağlanmak büyük bir risktir ve korkutucudur. Çünkü bağlanırlarsa o kişi tarafından kandırılabilir ya da en kötüsü terk edilebilirler. Bu da göz ardı edilemeyecek bir risktir. Bağ kurulan, sevilen kişi tarafından terk edilmek, o kişiyi kaybetmek bağlanmanın asıl korkutucu olan kısmıdır. Bu nedenle ilişkilerini bu korku çerçevesinde şekillendirirler. Örneğin ilişkiye hiç başlamazlar ya da tam da güzel bir şekilde giderken bir anda ilişkiyi bitirirler. Böylece en büyük korkularını yaşamaktan kendilerini korurlar ve acı çekmezler. Kendilerini kendi yöntemleriyle korumuş olsalar da bağlanamamanın getirdiği hisle başka bir acı yaşarlar.
Bağlanma korkusunun bu kişiler için bu kadar yoğun olma sebeplerinden birisi bu kişilerin birine bağlandıklarında bağımlı kişilik özellikleri göstermeleridir. Yani bağlandıklarında normalden çok daha fazla bağlanırlar eşlerine. Bu durumun kendisi de bu kişiler için ayrıca korkutucudur. Diğer taraftan eşlerinin kendilerine bağlandıklarını, onlar tarafından istendiklerini fark ettiklerinde yine yoğun kaygı yaşarlar. Çünkü bu durum beraberinde beklentileri getirecektir. Beklentiler, bağlanma korkusu olan kişiler için büyük bir tehlikedir. Bir anlamda bu kişiler için beklenti boyun eğmekle aynı anlama gelir. İlişkide istenen en ufak bir şey bile bağlanma korkusu olan kişiler için büyük bir sorun haline gelebilir. Bu nedenle bundan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.
Eşleri tarafından istenmek bağlanma korkusu olan kişiler için korkutucu olsa da diğer taraftan eğer eşleri kendilerini geri çekerlerse bu kişiler yakınlaşmak için daha çok adım atarlar. Sonrasında eşlerinden emin olduklarında kendilerini tekrar geri çekerler. Bu şekilde farkında olmadan bir kaçma kovalama döngüsüne girerler.
Bağlanma Korkusu Olan Biriyle Yaşanan İlişkinin Aşamaları
Bağlanma korkusu olan biriyle yaşanan ilişkilerin belirli aşamaları vardır. Bu aşamaların yaşanma süresi birbirinden farklıdır ve zaman içinde bazıları tekrar edebilir.
- Başlangıç: Bağlanma korkusu olan biriyle ilişkinin başlangıcı oldukça romantik ve tutkulu olur. Bu süreçte kişi bağlanmaya dair korkularını hissetmez ve aşık olduğu, taptığı kişiye yoğun bir şekilde ilgi gösterir. O an taptığı kişiyi etkilemek ve elde etmek için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapar; büyük hareketler ve jestlerden kaçınmaz. Bu kişinin en büyük amacı o kişiyi elde etmektir ve bu yolda ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. Bu dönemde bağlanma korkusu olan kişi de oldukça heyecanlı ve isteklidir. Eğer ilişkinin uzun süreli olduğunu hissetmezse bu süreçte kendisini rahatça ortaya koyar. Bu anlamda ilişkinin bu dönemi her iki taraf için de heyecanlı geçer.
- Geçiş Süreci: Başlangıç aşaması bittikten sonraki süreçte, yani ilişkiyi en azından eşlerden birinin kabul ettiği ve ilişkide ilerlemenin olduğu yerde bağlanma korkusu olan kişinin kaygıları ortaya çıkmaya başlar. Kısıtlanma ve özgürlüğünü kaybetme hissi ve buna dair kaygılar bu dönemde kendini gösterir ve gittikçe yoğunlaşır. İlişkiden ve eşinden uzaklaşmaya başladığını hisseder. Bu da davranışlarına yansır. Eşine karşı duygularını, ilişkiye dair kararını sorgulamaya başlar. Eşinin daha önceden görmediği ya da önemsemediği olumsuz yönlerini görür, çevresindeki kadınları daha çok fark eder. Bunlara daha çok odaklanır. Zamanla kendisini çeşitli yollarla geri çeker. Uzaklaşma bazen iş yoğunluğundan olur bazen de farklı sorumluluklardan kaynaklanır. Tüm bunlar olurken bir taraftan da eşine karşı hislerinin de farkındadır. Bu da kendi içerisinde çatışmalara neden olur. Davranışlarıyla ne evet ne de hayır der. Bu süreç her iki taraf için de zordur. Bağlanmaktan korkan taraf kaygılarıyla ve hisleriyle boğuşurken eşi de gelen karmaşık mesajları anlamaya çalışır. Bir şey değişmiştir ancak tam olarak değişmemiştir.
- Son: İlişkinin son aşamasında bağlanma korkusu olan kişi için kaygılar gittikçe yoğunlaşır. Beklenti, bağlanma korkusu olan kişiler için en büyük tetikleyicilerden birisidir ve bu dönemde karşılaşılan her beklentiyi kendi üzerine alır. Bu durumdan dolayı kendisini kapana kısılmış, alanına girilmiş hisseder. Her anlamda işgal edilmişlik hissi oldukça yoğundur. Bu da kendilerini ve alanlarını korumaları gerektiği hissini doğurur. Korumayı kaçarak ya da sınırlarını aşırı göstererek yaparlar. Kaçma yöntemleri bazen daha saldırgan bir şekilde davranma, bazen eşlerini ayrılmak için kışkırtma bazen farklı ilişkiler yaşama bazen de bambaşka bir şekilde olabilir. Ara süreçteki gitme-kalma çatışması burada daha netleşir ve gitme tarafı daha ağır basar. Çünkü özgürlüğüne kavuşmanın ilişkinin bitmesinden geçtiğine inanır.
- Sondan Sonrası: Bağlanma korkusu olan biriyle olan ilişki hemen bitmez. Çünkü ayrılık sonrası başta istediğini elde etmiş gibi hissetse de sonrasında bu kararından pişman olur. Partnerine olan aşkı tekrar alevlenir. En başta gördüğü bütün çekici yönleri tekrar ortaya çıkar. Ve döngü başa sarar.
İlişkideki her aşamanın süresi ve yaşama şekli ilişkiye ve kişiye göre değişir. Örneğin bağlanma korkusu çok yoğun olan bir kişi için bazı aşamalar birkaç gün sürerken daha az yoğunluktaki kişiler için bu süreç yıllar sürebilir.
Bağlanma korkusu, bu korkuyu yaşayan kişiler için ilişki yaşama, eşlerine güvenme, yakınlaşma ve kendilerini ortaya koyabilmeleri açısından önemli bir engeldir. Ayrıca bağlanma korkusu yaşayan kişilerle ilişki içerisinde olan insanlar için oldukça zorlayıcı ve yıpratıcıdır. Bu nedenle önem verilmesi gereken, gerekirse profesyonel destek alınması gereken önemli bir konudur.
Bu konu hakkında nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız veya uyguladığınız yöntemler işe yaramıyorsa bireysel psikoterapi hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgiye bağlantıdan ulaşabilir, merkezimizden randevu almak için buradan bizlere erişebilirsiniz.
Uzm. Psk. Beliz Ereren
Psikolog / Psikoterapist