
Çocuklar ve Fobiler
Psikanalitik kurama göre çocuklarda fobiler, bilinçdışı çatışmaların ve bastırılmış duyguların dışavurumu olarak görülür. Freud’un geliştirdiği psikanalitik yaklaşım, fobileri genellikle ödipal çatışma, savunma mekanizmaları ve bastırılmış kaygılar üzerinden açıklar.
Bu nedenle, klinik çalışmalarda bir fobiyi ortadan kaldırmak bazen beklenmedik ve daha büyük sorunlara yol açabilir; çünkü bir çocuk ya da genç, aslında kontrol edebildiği bir nesneden veya durumdan korkarak, bilinçdışında tamamen kontrolsüz hissettiği zorlayıcı bir durumdan korunuyor olabilir. Korkuları, yüzleşmesi güç olan meselelerin önünde bir kalkan ya da savunma mekanizması olarak düşünebiliriz. Örneğin, bir çocuğun kedilerden korkması, annesinin baskıcı tutumları karşısında bilinçdışı bir kontrol alanı yaratmasını sağlayabilir. Annesini yönetme gücüne sahip olmayan ya da onunla olan ilişkisini değiştiremeyen çocuk, kedilerden kaçınarak asıl korkusu üzerinde dolaylı bir rahatlama hissedebilir. Bu nedenle, korkuları yenmeden önce onları iyice anladığımızdan emin olmalıyız.
- Ödipal Dönem ve Fobiler
Freud’un psikoseksüel gelişim kuramına göre çocuklar, 3-6 yaş arasında ödipal dönemden geçerler. Bu dönemde çocuk, karşı cinsten ebeveynine karşı yoğun duygular geliştirirken, aynı cinsiyetten ebeveynini rakip olarak görebilir. Ancak bu duygular toplumsal normlar ve içselleştirilmiş yasaklarla çatıştığı için bilinçdışına bastırılır.
Bu bastırılmış korku, başka bir nesneye yönlendirilebilir ve fobiye dönüşebilir. Örneğin, Freud’un ünlü vakası Küçük Hans’ın at fobisi, babasına karşı duyduğu korkunun bilinçdışında bir at figürüne yönlendirilmesiyle açıklanır. Hans, babasının otoritesinden korktuğu için bu korkusunu ata yönlendirmiştir.
- Yer Değiştirme ve Sembolizm
Freud’a göre çocuklar, bilinçdışı korkularını ve çatışmalarını doğrudan kabul etmek yerine, bunları başka bir nesneye ya da duruma yönlendirerek fobi geliştirirler. Örneğin:
- Karanlık korkusu, annenin yokluğuna duyulan kaygının sembolü olabilir.
- Büyük hayvan korkusu, ebeveynin otoritesine karşı duyulan korkuyu temsil edebilir.
- Kapalı alan korkusu, doğum travması ya da ayrılık kaygısı ile ilişkilendirilebilir.
- Travmalar ve Bastırma
Psikanaliz, çocukluk fobilerinin bazen erken dönem travmaların bir sonucu olduğunu da öne sürer. Çocuk, korkutucu bir olay yaşadığında (örneğin, bir köpek tarafından ısırılma) bu olayın yarattığı kaygıyı bastırabilir ve zamanla köpeklere karşı bir fobi geliştirebilir. Ancak burada önemli olan, fobinin yalnızca yaşanan olayın kendisiyle değil, bu olayın bilinçdışında temsil ettiği anlamla da ilişkili olmasıdır.
- Savunma Mekanizmaları
Freud’un öğrencisi Anna Freud’a göre çocuklar, korkularıyla başa çıkmak için savunma mekanizmaları kullanır. Fobiler, özellikle şu iki mekanizma ile bağlantılıdır:
- Yer Değiştirme: Kaygının gerçek kaynağını kabul edemeyen çocuk, onu başka bir nesneye aktarır (örn. baba korkusunun ata yönlendirilmesi).
- Bastırma: Korkunun kaynağı bilinçdışına itilerek, yüzeye yalnızca sembolik bir şekilde çıkar (örn. yalnız kalma korkusunun, canavar korkusu olarak dışavurulması).
Sonuç
Psikanalitik açıdan çocuklarda fobiler, genellikle bastırılmış korkuların ve çatışmaların dışavurumu olarak görülür. Çocuk, bilinçdışındaki tehdit edici duygularla doğrudan yüzleşemediği için, bunları başka bir nesne ya da durum aracılığıyla ifade eder. Bu yüzden psikanalitik terapi, çocuğun bilinçdışındaki çatışmaları keşfetmesine ve bunları çözmesine yardımcı olmayı amaçlar.
Bu konu hakkında nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız veya bu konuda desteğe ihtiyaç duyuyorsanız çocuk ve ailelere yönelik psikoterapi hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgiye bağlantıdan ulaşabilir, merkezimizden randevu almak için buradan bizlere erişebilirsiniz.
Aysun Erol
Çocuk ve Ergen Psikoloğu