Reaktif (Tepkisel) Bağlanma Bozukluğu ve Çözüm Yolları

Reaktif (Tepkisel) Bağlanma Bozukluğu ve Çözüm Yolları

Reaktif (Tepkisel) Bağlanma Bozukluğu ve Çözüm Yolları – Anne ve çocuk arasında sağlıklı bir ilişkinin kaçınılmaz ön koşulu annenin ya da bebeğe bakan kişinin içinde bulunduğu ruhsal yapılanmadır. Bebeğinin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına sağlıklı bir şekilde karşılık verebilen anne çocuğu için güvenli bir bağlanma süreci içerisinde olacaktır.

Çocuğun 5 yaşından önceki erken dönem gelişimde güvenli bağlanmanın sağlanamadığı çocukta reaktif (tepkisel) bağlanma bozukluğu ortaya çıkabilir. Reaktif bağlanma sorununun kökeninde annenin çocuğuna karşı duygusal ihmali yatar. Tedavi edilmediği müddetçe belirtileri ortadan kalkmaz ve ömür boyu sürer. Tedavisi için en önemli müdahale ise çocuğun güvenle bağlanabilmeyi öğrenebilmesidir.

Reaktif Bağlanma Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?

  • Çok sayıda ve sık sık bakıcı değişikliği yapılması
  • Annenin doğum sonrası depresyonu geçirmesi
  • Çocuğun yetiştirme yurtlarında büyümesi ve kendisi ile birebir ilişkide kalabilecek bir bakıcısının olmaması
  • Çocuğun çok erken dönemde ekranda (TV, tablet ve telefon) uzun saatler geçirmesi ve bu sebeple çevresiyle iletişiminin azalması
  • Annenin meşgul olması sebebiyle çocuğun uzun saatler kendi başına kalması
  • Anne ve babanın ebeveynlik konusunda bilgi ve beceri eksikliğinin olması
  • İstenmeyen gebelik sonucu ailenin çocuk sahibi olması
  • Ebeveynlerin çoğul gebelik sonucu yeteri kadar her bir çocukla ilgilenememesi
  • Annenin kısa aralıklarla üst üste çocuk sahibi olması,
  • Annenin uyuşturucu madde ve alkol kullanması,
  • Annenin çocuğundan erken ayrılmak zorunda kalması.

Reaktif Bağlanma Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

Reaktif Bağlanma sorununun belirtileri sıkça otizm ile benzer yönler taşıması sebebiyle karıştırılsa da iki bozukluk birbirinden farklıdır. Reaktif bağlanma bozukluğu otizmden farklı olarak uygun müdahalelerle yaklaşıldığında ve tedavi edildiğinde kalıcı bir sorun olmaktan çıkar.

Belirtilerini sıralayacak olursak;

  • Yaşıtlarıyla sağlıklı, güvenli bir ilişki ve iletişim kuramama,
  • Göz kontağı kurmaktan kaçınma,
  • Seçici konuşmamazlık (selektif mutizm) durumu sergileme,
  • İçe dönük olma, iletişime geçilmek istendiğinde iletişim kuramama,
  • Oyuncaklarıyla ilgilenmeme, hayal gücünde zayıflık.

Reaktif Bağlanma Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavinin en önemli kısmı çocuğa bakım veren kişinin çocukla güvenli bir ilişki kurmasıdır. Bağlanma süreçleri birçok alanda önemli olduğu gibi reaktif bağlanma bozukluğunun ortaya çıkmasında da önemli bir role sahiptir. Güvenli, rehberlik eden, sıcak ve sevgi dolu bir ilişki çocukta bu sorunun giderilmesinde oldukça faydalı olacaktır.

Tedavide diğer önemli bir nokta ise; çocuğun yalnız başına geçirdiği sürelerin kısaltılmasıdır. 5 yaşından küçük çocuklar onlara bakanlar olmaksızın tek başlarına uzun saatler kalamamaktadırlar. Bu sebeple annelerinin ya da ona bakanların sıkça çocukla iletişimde olmaları ve duygusal ihtiyaçlarını gidermeleri kıymetlidir.

Annenin doğum sonrası depresyonu hala devam etmekteyse bununla ilgili destek alması ve bu sorunun üstesinden gelmesi, çocuğu ile ilgilenebilmesi için anneye önemli bir kaynak olacaktır.

Sık bakıcı değişikliklerinin önüne geçilmesi ve çocukla sağlıklı bir şekilde ilgilenebilecek sabit bir bakıcının süreçte yer alması bu bozukluk için önemli bir noktadır.

Çocuğun sıkça sosyalleşmesi, dış dünyayla iletişimde olması, kreşe ya da okula gitmesi ve akranlarıyla vakit geçirmesi bu bozukluğun tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır.

Bu müdahalelerin yeterli gelmediği durumlarda bir uzmanla devam etmek ve özellikle bağlanma sorunlarında oldukça işlevsel olan EMDR terapisi ve oyun terapisi yöntemlerinden faydalanmak sürecin gelişimi için oldukça işlevseldir.

Reaktif (tepkisel) bağlanma bozukluğu hakkında yukarıdaki tüm önerileri deneyip henüz çözüme ulaşamadığınızı düşünüyorsanız; çocuk ve aile terapileri hakkında detaylı bilgiye bağlantıdan ulaşabilir, randevu almak için merkezimizi arayabilirsiniz.

Aysun Erol

Çocuk ve Ergen Psikoloğu