Seven Kıskanır mı? – Şubat ayı dünyada flört şiddetine karşı farkındalık ayı olarak bilinmektedir. Bende 3 yıldır gençlerle güvenli ilişkiler ve flört şiddeti üzerine atölye çalışmaları yürütüyorum. Atölyelerde kıskançlık en çok üzerinde durduğumuz kavramlardan biri olmuştur. Aynı şekilde, çiftlerle yaptığım seanslarda da kıskançlık nedeniyle çıkan çatışmalar üzerine sıklıkla çalışıyorum.
- “Sevgilimin beni kıskanmasını isterim. Bu bana değer verdiğini gösteriyor.”
- “Bence kıskanan insanların özgüvenleri eksiktir.”
- “Ben hiç kıskanmıyorum, acaba biraz kıskansam mı?”
- “Ben sadece kız kıza veya erkek erkeğe çıkmalarına müsaade ederim. Sizce bu kıskançlık mıdır?”
- “Partnerimin bana güvenmemesi beni çok üzüyor.”
Bu cümleler sıklıkla atölyelerde katılımcılardan duyduğum sözler. Kıskançlığı bir şiddet eylemi olarak gören olduğu gibi sevginin göstergesi olduğunu savunanlarda oldu. Partnerini kıskanmak normal midir? Seven kıskanmalı mıdır? Ya da bunun net bir sınırı var mıdır?
Öncelikle farkında olmanız gereken ilk şey kıskançlığında sevgi, merhamet, öfke ve üzüntü gibi normal olan bir duygu olduğudur. Kıskançlık, romantik ilişkilerde ilişkinizi ve partnerinizi kaybetme korkusu yaşadığınız durumlarda yoğun olarak ortaya çıkar. Korkunuz ilişkinizi korumak için tetikte olmanızı ve daha kontrolcü davranmanıza neden olur. Partnerinizin davranışlarından şüphelenir ve onu kontrol altında tutmaya çalışırsınız. Çoğu durumda öfke, değersizlik, kendini beğenmeme gibi duygularda eşlik etmektedir. Kıskançlık her iki kişiyi de hem kıskananı hem de kıskanılanı yoran ilişkide mutsuz olmalarına sebebiyet verir. Kıskanılan kişi eşi kendisine güvenmediği için üzüldüğü gibi davranışları kontrol edildiği için de öfkelenebilir. Eğer üzerinde çalışmazsanız zamanla çatışmalar daha sık yaşanır ve ilişkinizde çok zorluklar yaşayabilirsiniz.
Kıskançlık duygunuzla nasıl baş edebilirsiniz?
- Kıskançlık duygunuzu kontrol altına almak için yapacağınız ilk şey bu duygunuzun farkında olmaktır. İlişkiniz de bir gerçekten bir tehdit altında olup olmadığınıza emin olun ve bu durumu eşinizle paylaşın. Eşinize neler hissettiğinizi söylerseniz neden bu şekilde davrandığınız eşiniz tarafından daha iyi anlaşılacaktır. Kıskançlıkta en önemli sorun bunu ortaya koyma biçiminizdir.
- Eşinize karşı açık olduğunuz gibi kendinize karşı da açık olmayı deneyin. Neden böyle davrandığınızı anlamaya çalışın. Kaygılı ve öz değeri düşük olan kimseler sıklıkla ilişkilerinde daha fazla tehdit altında hissedebilirler. Kendilerini yeterince iyi bulmadıkları için bir gün partnerlerinin sıkılıp onları terk edebileceğine dair inançları olabilir. Şunu unutmayın, partneriniz sizinle birlikteyse sizinle olmak için, sizi sevdiği için bu ilişkiyi devam ettiriyordur.
- Geçmiş ilişkilerinizde yaşadığınız olumsuz deneyimler nedeniyle de bu şekilde davranıyor olabilirsiniz. Her ilişkinin tek ve biricik olduğunu geçmişte olumsuz bir deneyiminizin olması bu ilişkinizde de aynı şeyi yaşayacaksınız demek değildir.
Atölyelerde üzerinde durduğumuz kıskançlığın diğer boyutu olan aşırı kıskançlık dediğimiz durumdur. Burada yaşadığınız kaygıdan ziyade partnerinizin hayatınızı kısıtlamaya çalışması görülür. Kimlerle görüşeceğinize, nasıl giyinmenize karar vermesi, her gittiğiniz yeri kendisine bildirmesine veya onsuz gidiyorsanız size resim yolmasını talep etmesi, sadece hemcinslerinize arkadaşlık etmenize müsaade etmesi gibi sayabileceğimiz bir sürü madde vardır. Bu tür kıskançlıklar sevginin değil, güvensizliğin ve karşı tarafı kontrol etme isteği ile ilgilidir. Tartışmalarımız da en çok üzerinde durduğum şey gençlerin bu durumu fark etmeleri ve kıskançlığın bir sevgi ifadesinden ziyade güvensizlikle alakalı bir durum olduğunu anlamalarıydı.
İlişkinizde yaşadığınız kıskançlık durumu ile baş etmekte zorlanıyorsanız bireysel ve çift görüşmeleri için her zaman merkezimize başvurarak destek alabilirsiniz.