Çocuklarda Duygu Düzenleme Becerileri – Duygularımız bizleri harekete geçirir, bir durum ya da bir düşüncenin karşısında bizi yönlendirir ve en önemlisi sağlıklı bir şekilde yönetildiğinde hayatımıza renk katar, rahatlatır ve bize yaşadığımızı hissettirir. Bu sebeple duygularımızın hayatımızın üstündeki etkisi büyüktür.
Duygularımızı farkedip onları yorumlamayı ve yönetebilmeyi doğduğumuz andan itibaren bağlı olduğumuz çevremizden aldığımız tepkilerle ve gözlem yeteneğimizle öğrenmeye başlarız. Bu sebeple çocuklarımıza duygusal düzenleme becerilerini onlara sahip olduğumuz ilk günden itibaren kazandırmaya başlamamız gerekir.
Duygularını düzenleyemeyen çocuklarda genellikle aşağıda sıraladığımız problemler ortaya çıkmaktadır:
- Kaygı sorunları (belli alanlarda korkular geliştirme, çekingenlik, içe dönüklük)
- Özgüven problemleri
- Saldırgan davranışlar
- Sosyal uyumda bozulma
- Duygu patlamaları
- Ağlama krizleri
- Takıntılar
- Karşı gelme
- Öfke nöbetleri
- Duygusal donukluk vb.
Çocuklarda duygu düzenleme nin en temel dayanağı anne ve bebek arasındaki bağlanma sürecidir. Gebelik döneminden itibaren anne ile duygusal bir iletişim içinde olan bebek kendisini ve duygularını düzenleme becerisini temel bakım vereni ile kurduğu bağlanma ilişkisi ile geliştirir. Temel bakım vereniyle kurduğu güçlü bağ ve tecrübeler, çocuğun büyürken öğrendiği ve geliştirdiği kendini düzenleme becerilerine katkı sağlar. Anne ya da annenin yerini alan temel bakıcı bebekle sağlıklı ve güvenli bir bağlanma gerçekleştiremediyse bebeğin de yaşadığı bu travmatik durum ilk olarak duygularına yansıyacaktır.
Annenin bebeğine güvenle bağlanma sürecini sekteye uğratan davranışlarını ve durumlarını sıralayacak olursak;
- Doğum öncesi annenin duygusal anlamda zorlayıcı süreçlerden geçmesi,
- Bebeğe karşı kaygılı yaklaşımlar (bebeğe karşı aşırı koruyucu tutum ve yapışıklık hali),
- Doğum sonrası depresyonu (bebeğe karşı mesafeli tutum ve ilgisizlik hali ya da tahammülsüz tavır ile sertleşen tutumlar),
- Sık değişen bakıcılar ve bebeğe karşı sürekli değişen tutumlar,
- Annenin kendi duygusal regülasyonunu sağlayamaması hali vb.
Bu sebeple temel bakım veren bireyin özellikle çocuğun 0-3 yaş aralığında çocuğa olan yaklaşımlarındaki sakinliği, kapsayıcılığı ve fiziksel ihtiyaçları kadar duygusal ihtiyaçları da karşılaması da büyük önem kazanmaktadır.
Bir çocuğun uyumsuz davranışlarda bulunması (örneğin; öfke patlaması yaşaması ya da içe kapanması) sorun çıkarmak için değil, duygusal anlamda desteğe yani sakinleşmeye dair isteğini bizlere anlatmaktadır. Bu noktada temel bakım veren kişi çocuğun duygularını düzenleyebilmesi için sağlıklı tepkilerle yaklaşmalıdır.
Bu tepkilere örnek olarak “kabul et, yansıt ve sor” tekniğini uygulayabilirsiniz.
Bir örnek üzerinden gidecek olursak; çocuğunuz yemekten önce çikolata yemek istedi fakat çocuğunuza bu isteği karşısında “hayır” cevabını verdiniz. Çocuğunuz da öfkelenerek ağlamaya ve bağırmaya başladı. Bu noktada ilk adım olarak “kabul et” davranışına geçin ve çocuğunuzun bu duruma üzülebileceği konusunda empati kurun. İkinci adım olarak çocuğunuzun yaşadığı duyguları ona yansıtın:
“Yemekten önce çikolata yiyemediğin için çok üzüldün ve ben sana izin vermedim diye bana çok öfkelendin.”
“Sor” kısmında ise ona seçenek sunabilirsiniz:
“Biliyorsun yemeklerden önce abur cubur yemek zararlı ve ben senin zarar görmeni istemiyorum. Çikolatanı yemekten sonra mı yemek istersin ya da bugün çikolata yememeyi mi seçersin?”
Bu şekilde hem çocuğunuz kendisini anlaşılmış hissedecek hem de ona sunduğunuz sağlıklı seçeneklerden bir tercih yapması ile birlikte daha özgür hissedecektir.
Çocuğunuzun duygularını düzenleyebileceğiniz diğer bir önemli teknik ise meditatif egzersizlerdir. Çocukların 5 duyularını kullanarak anda kalabilmelerini sağlamak duygusal düzenlenmede önemli yere sahiptir. Bu egzersizleri sıralayacak olursak;
- Görme duyusu (beraber gökyüzünü seyretmek, resimli kitaplara göz gezdirmek, gördükleri hakkında hayaller kurup bunlarla ilgili konuşmak, birlikte aynaya bakmak, camdan dışarıyı birlikte seyretmek, resim yapmak vb. gibi)
- İşitme duyusu (çok sevdiği bir ninni ya da şarkıyı söylemek, müzik dinlemek, sesli kitaplarla ilgilenmek, bir müzik aletinden ses çıkarmaya çalışmak, hayvan seslerini taklit etmek, duyduğu ama görmediği ses kaynaklarından bir tahmin oyunu yaratmak vb.)
- Tat duyusu (sevdiği yiyeceklerden tatmak, yeni lezzetler keşfetmek, gözleri kapalı bir şekilde tadına baktığı yiyeceklerden tahmin yürütmek vb.)
- Koku duyusu (kokusu olan nesnelerle oynanabilecek tüm oyunlar,)
- Dokunma duyusu (çocuğunuza sarılmak, uykuya geçmeden önce masaj yapmak, tensel teması arttırmak, dokusu olan nesnelerle oyunlar oynamak, nefes egzersizleri yapmak, dans etmek, spor yapmak vb. )
Diğer teknikler…
Çocuklarda duygu düzenleme becerileri ni en çok geliştirecek noktalardan biri de duyguları reddetmemek, onları kabullenip asıl sorunun kaynağına çocuğunuzla konuşarak ya da gözlemleyerek müdahale etmektir. Ağladığı zaman “Bunda ağlayacak ne var.” Veya “Tamam üzülme, ağlama” demek yerine kucaklayarak ya da sarılarak “Canın acıyor olmalı.” “Çok canın yandı.” “Çok üzgünsün.” gibi duygularını ona yansıtın ve onun da duygularını ifade etmesine izin verin.
Çocuğunuzun duygu düzenleme becerilerinde problem yaşadığını düşünüyor, yukarıda bahsetmiş olduğumuz önerilere rağmen bu sorunu çözümlemekte zorlanıyorsanız bağlantıdan çocuk terapilerine dair detaylı bilgiye ulaşabilir, merkezimizden bizlere erişebilirsiniz.
Aysun Erol
Çocuk ve Ergen Psikoloğu/Psikoterapist