“Kardeş kıskançlığı” denince ebeveynlerden en sık duyduğumuz savunma: “Biz tüm çocuklarımızı eşit seviyoruz” şeklindedir. Ana babaların bütün çocuklarını eşit derecede sevdikleri iddiası şüphesiz doğrudur. Ne var ki, hepsine eşit davrandıkları kesinlikle doğru değildir. Çoğu kez en büyük çocuklarına, ondan daha “akıllı” olmasını, büyüklük göstermesini, küçük kardeşlerine karşı sorumluluk almasını ve kendisine yetmesini bekleyerek fazla yüklenirler. En küçük çocukları söz konusu olduğundaysa, sıklıkla şu bahaneye başvururlar: “O daha küçük, henüz anlamıyor”. Bu, büyük olasılıkla ilk doğan çocukları aynı yaştayken kullanmayacakları bir bahanedir, zira o, kardeş(ler) gelince “büyük” rolünü üstlenmek zorunda kalmıştır.
“Kardeş Kıskançlığı”nı Azaltma Yolları Nelerdir?
Her çocuğa, kardeş konumundan bağımsız olarak, içinde bulunduğu yaşa ve gelişimsel dönemine göre davranmak gerekir. Çocuklar, kardeşlerinin yaşından ötürü ayrıcalık elde ettiği izlenimini edinirlerse, onu taklit etmeye başlarlar. Ailenin büyük çocuğu birden küçük bir çocuk gibi davranmaya başlar, en küçük çocuk da “büyüğü” taklit eder. Bunu yapmaları yasaklanırsa ya da bu konuda onlara kızılırsa, çoğu kez hayal kırıklıklarını hırçınlık yaparak kardeşlerinden çıkarırlar.
En büyük çocuğunuzdan bir konuda özveride bulunmasını ya da başkalarını da düşünmesini istemek zorundaysanız, “daha büyük olduğun için” gerekçesini kullanmaktan kaçının. Bu gerekçe çocuk için mantıklı değildir. Yalnızca kendini ihmal edilmiş hisseder ve başkalarını düşünmenin gerçek anlamını kavrayamaz. Onun yerine aile birliği içinde karşılıklı yardım üzerinde durun.
Hakemlik ya da yargıçlık yapmayın
Kardeşler arasındaki kıskançlık ve kavgaları azaltabilir ama engelleyemezsiniz. “Kardeş kıskançlığı”nda rekabet ve güç karşılaştırılmaları bir dereceye kadar normaldir. Kardeşler arasındaki kavgaya karışmayın. Kesinlikle yargıç rolü üstlenmeyin. Yalnızca bir çocuk ya da bir eşya tehlikedeyse araya girin. Herhangi bir yargıya varmaksızın, “Çok kızgınsın.” ya da “Canın sıkıldı.” Diyerek kavgacıların duygularına seslenin. Sonra da çocukları ayırarak başka şeylere yönlendirmeye çalışın.
Ne var ki çocuklarınız ortalamanın üstünde bir sıklıkla kavga ediyorlarsa, her birine diğerinde kendisini neyin rahatsız ettiğini ve neyin hoşuna gittiğini sorun. Birlikte etkili önlemler belirleyin.
Kavgaları bitirmek için özel bir işaret seçin
Kavga kopmak üzereyken, örneğin çocukların daha önce belirledikleri komik bir işaretin yardımıyla, onlara nasıl davranmaları gerektiğini hatırlatacak hoş bir uyarıya başvurabilirsiniz. Ekleme: Bunu şu şekillerde yapabilirsiniz: Kısa süre içinde kavgaya son vermeyi ya da en azından hafifletmeyi başarırlarsa, bir oyun ya da öykü seçmelerine izin verebilirsiniz. Uyarı işaretine kayıtsız kalırlarsa, kendi kendinize konuşarak, oyuncak bebeğe ya da ayıya kavga bittiğinde ne güzel olacağını, onlarla neler oynayabileceğinizi anlatın. Böylece, kavgaya doğrudan müdahale etmeksizin onları yavaşça istenen davranışa yönlendirirsiniz. Ancak ondan sonra kavgadan söz edilebilir ve programı yeniden ele alabilirsiniz.
Kavga sıklığı azalınca programa yavaş yavaş son verilir.
Bu önerilere ek olarak;
- Taraf tutmayın. Bu çekişme gereğine olan inançlarını körükleyecektir.
- Çocuklar bir oyuncak üzerine kavga ediyorlarsa, oyuncağı kaldırın ve onlara kavga etmek yerine oyuncakla oynamaya hazır olduklarında onu geri alabileceklerini söyleyin.
- Çocukların kavgaları bazen bir çeşit birbirleriyle oynama yoludur. Onları küçük, sevimli ayı yavruları olarak düşünün.
Bir kaç öneri daha…
- Çocukların kavga ettiği durumlar, sevilen bir etkinlik öncesine denk geldiğinde; örneğin arabayla oraya gidildiği esnada, siz çocuğa, “siz kavganızı bitirdiğinizde gideceğiz” deyip arabayı bir köşeye çekip durdurabilirsiniz. Bu durum evden çıkmadan az önce yaşanıyorsa, hazırlıklar yarıda kesilip evden çıkmadan kavgayı bitirmeleri bekleyin. Bu tavrınız, çocukta, kavgayı kesmezse sevdiği etkinliği kaçıracağı izlenimini verir.
- Unutmayın; kardeşlik ilişkileri mutlak mükemmellik içinde yürüyemez. Kardeşler yabancılara karşı birbirlerini kolluyorlarsa, birinin yokluğunda diğeri onu özlüyorsa, kardeşliğin de temeli sağlam demektir.
Kardeşler arasındaki problemleri çözmekte zorlanıyor ve önerilerimizi uygulamanıza rağmen yol alamadığınızı düşünüyorsanız merkezimizden randevu alabilir, çalışma şeklimizle ilgili detaylı bilgiye bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Kardeş geçimsizliği ile ilgili kitap önerimize bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Aysun EROL
Çocuk ve Ergen Psikoloğu
Kaynakça: Jane Nelsen, Lynn Lott, Stephen Glenn (1999). Çocuk Eğitiminde A’dan Z’ye Pozitif Disiplin. İstanbul : Hayat Yayınları; Gerlinde Ortner (2008). Masallarla Çocuk Eğitimi. İstanbul: Sistem Yayıncılık