internet bağımlılığı

internet bağımlılığı

Makinelerin hayatımıza girişi ve yaygın kullanımı aslında çok uzak bir geçmişe dayanmaz. Büyükannelerimiz geçmişte elleriyle nasıl çamaşır yıkadıklarını hala anlatırlar. Bizler de hayretler içerisinde onları dinler, geçmişte yaşananlara şaşırırız. 20. yüzyılın ilk 50 yılında insanoğlu televizyonu ve bilgisayarı icat etmiş ve uzaya çıkmayı başarmıştır. Ardından 20. yüzyılın üçüncü çeyreği takibi imkânsız gelişmelerin başladığı bir dönem haline gelmiştir. İnternet çağına girişin başladığı elektronik bir devrimin yaşandığı dönemdir. Gelişimlerin hayatımıza birçok katkısı olduğu ve hayatımızı kolaylaştırdığı reddedilmez bir gerçekken dezavantajları da gözle görülür hale gelmiştir. İnternet gelişmelerle insanların mekân ve zaman algısını değiştirmeye başlamıştır. Yine internet bağımlılığı diye bir kavram da böylece hayatımıza girmiştir.

İnternetsiz bilgisayar düşünülemez hale gelmiştir. Kullanımının basit olması, eşzamanlı olarak milyonlarca insanın aynı platformda buluşması yaşamı kolaylaştırmıştır. Hızlı bilgi akışını sağlayan kolay ve ucuz bir sistemdir. Milyonlarca dergi ve kitap internette ulaşılabilir durumda bizlere sunulmuştur. Finans işleri ve ticari işler bile internet aracılığıyla rahatça halledilmektedir. İnsanların çalışma şekilleri bile gelişmelere göre değişim göstermeye başlamıştır. Örneğin ‘Home office’ adında bir kavram oluşmuş insanlar bilgisayarları ve internet bağlantıları sayesinde evden çalışabilir hale gelmiştir. Toplantılar sanal ortamda yapılmakta dokümanlar elektronik hafızalar sayesinde yer kaplamadan kolayca depolanabilmektedir. Sağlık sektörü gelişmiş, insanların yaşam kaliteleri artmıştır. Telefonlara internetin gelmesiyle  interneti kullanabileceğimiz telefonlar hayatımıza iyice yerleşmişlerdir. Bu gelişmelerin pembe görüntüsünün altında büyük tutsaklıklar yaşanmaktadır. Elektronik kelepçeler artık ebeveynlerin, çocukların ellerine yapışmış, evlerine yerleşmiş, sosyal ortamlarına saldırmış ve yemek masalarına oturmuştur.

Aşırı Derecede İnternet Kullanımının Dezavantajları Neler?

İnternet ve teknolojinin faydasız yararını görmekteyiz. Fakat ne yazık ki teknolojik aletler, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte yetişkinler ve çocuklar tarafından daha çok amaç dışı kullanılmaya başlanmıştır.  Sosyal medya kullanım alanları ve işlevleri farklılaşmış, insanların hayatlarını tehlikeye sokmaya başlamıştır. Sosyal medyada geçirilen vakit artmış, insanlar yalnızlaşmaya, tek tipleşmeye ve fiziksel aktiviteleri düşürmeye başlamıştır. Yeme problemleri oluşmaya başlamış, şiddet içeren davranışlar artış göstermiştir. Gizli hiçbir şey kalmamış, insanların takibi kolaylaşmış ve güvenlikle ilgili problemler baş göstermiştir. Sosyal medya üzerinden gerçekleşen taciz vakaları artmış, çocuklar yalanı öğrenmeye ve bunda bir sakınca görmemeye başlamıştır. Cep telefonları en yakın arkadaş olarak görülmekte yokluğu çocukları kedere boğmaya yetmektedir. Sosyal medyanın etkisiyle çocuklar erken ergenliğe girmeye başlamış, bazı bilgilere erken ulaşılması nedeniyle kaygı ve korku duyguları daha sık gözlenir hâle gelmiştir.

Bebeklik Döneminde İnternet Kullanımı

İlk zamanlarda cep telefonlarına haddinden fazla değer verilmeye başlanmış ve kullanımı bir yetenek olarak görülmüştür. Henüz yürümeyi bilmeyen bir bebeğin bile cep telefonunu rahatça kullanabilmesi ebeveynlerini şaşırtmış ve olumlu bir gelişme olarak yorumlanmıştır. Ebeveynler ‘Daha konuşmayı bilmiyor ama bir görseniz tableti ne güzel kullanıyor’ veya ‘Telefon ile bir güzel oyalanıyor, görsen sesi çıkmıyor’ gibi söylemlerle cep telefonlarına olan sempatilerini dile getirmişlerdir. Bebekleri ve çocukları oyalayabilmesi, telefon ve tablet gibi aletlerle sessizce ve sorun çıkartmadan durabilmeleri, ailelere aradıkları huzuru bir süre de olsa sağlamaya başlamıştır. Fakat çocuklar büyüdükçe ve bazı problemler ortaya çıkmaya başladığında ve çatışmalar arttığında, fazla kullanımın somut ve olumsuz sonuçları görünür hâle gelmiştir.

Ergenlikte İnternet Kullanımı

Ergenliğe geçişte telefon ve internet kullanımında artış gözlenir ve anne babalar bundan rahatsızlık duymaya başlar. Ertelenen sorumluluklar, telefonda ve bilgisayarda geçen uzun zamanlar, zamanı idare etmede başarısızlık, derslerin düşmesi, dikkat dağılması, kontrol edilemeyen arkadaş çevreleri, çabuk sıkılma, aşırı hareketlilik hali, tolerans düşüklüğü, öfke,  aile ile geçirilen zamanın azalması vb. durumlar gözlenmiştir. Artık kullanım engellenemez ve kısıtlanması evde kriz çıkmasına neden olur bir hale gelmiştir. Anne babalar bunların çocuklara zarar verdiğinin farkındadır fakat nasıl engelleyecekleri konusunda kafa karışıklığı yaşamaktadırlar. Bu durumun bağımlılıkla ilgisi olup olmadığını merak eder hale gelmişlerdir ve uzmanlara danışma sıklığı artmıştır.

Bağımlılık Nedir?

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Sigara, alkol, madde, kumar ve internet veya teknoloji bağımlılığı türlerin birkaçıdır.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de bir günde internette geçirilen ortalama zaman 4,9 saat, cep telefonu ile geçirilen zaman 1,9 saat (dünya ortalamasına yakın), sosyal medyada geçirilen zaman 2,9 saat (dünya ortalamasının üzerinde), televizyon izleme ortalama 2,5 saattir. Bireyler Türkiye’de yaklaşık 10 saatini ekran başında geçirmektedir. İnternet ve teknoloji kullanımının problemli hale gelmeye başladığını aşağıdaki belirtilerden anlayabiliriz. Cep telefonlarını ve interneti biz mi kullanıyoruz yoksa onlar mı bizi daha fazla tüketmek için kullanıyor? Aşağıda ebeveynlerin sıkça sordukları sorulara yer verilmektedir:

İnternet Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?

  • İnternette geçirdiği zamanı inkâr ediyor ya da bu konuda yalan söylüyorsa,
  • Ne yaptığı konusunda yalan söylüyor ya da çok fazla bilgi saklıyorsa,
  • Zaman geçirmek için çok erken kalkıyor ya da çok geç yatıyorsa,
  • Notların düşmesi, daha düşük test puanları ve ödevlerin aksatılması söz konusuysa,
  • Farklı etkinliklere giderek daha az zaman ayırmaya başladıysa,
  • Bir an önce internet başına dönmek için yemekleri hızla yiyor ya da yemeği cihazla yiyorsa,
  • İnternet kullanımının sınırlandırılmasına aşırı öfke ve saldırganlıkla cevap veriyorsa,
  • İnternet kullanımıyla ilgili koyulan kurallara uymuyorsa,
  • Ailesi ve arkadaşlarıyla az zaman geçiriyorsa mutlaka uzman desteğine başvurulmalı ve gerekli yapılandırma sağlanmalıdır. Bunun yanında evde rahatça uygulanabilecek stratejilerden bazıları aşağıda örneklenmiştir:

Problemli İnternet Kullanımına Karşı Ne Yapılmalı?

  • Model olun. (İnternetsiz zaman dilimleri oluşturun)
  • Her zaman saygılı olun.
  • Sevginizi koşulsuz ve açıkça gösterin.
  • Onlara yapılandırılmış ortam sağlayın.
  • Yaşına uygun sorumluluklar verin.
  • Mutlaka spor veya sanat alanlarından birinde uğraş vermesini sağlayın.
  • Yaşam amacı edinmesine ve gerçekçi hedefler oluşturmasına yardımcı olun.
  • Sonuç değil süreç odaklı başarıyı destekleyin.
  • Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın.
  • Rutin oluşturun ve uyum sağlaması için teşvik edin.

Ne Yapmamalı?

  • Akıllı telefon/tablet vs. gibi aletleri çocukları teselli etmek, susturmak için asla kullanmayın.
  • Çocukların kontrolsüz ve uzun süre internet kullanmasına izin vermeyin.
  • Yemek ve çay saatlerinde bilgisayar başındaki çocuğa servis yapmayın. Size katılmasını sağlayın.
  • TV veya internet benzeri teknolojik alet merkezli ev düzeni kurmayın.

İnterneti Kullanma Sürelerinin Yaşlara Göre Sınırları?

Yaşamlarının ilk iki yılında çocukların ekrana maruz kalmamaları önerilir.

  1. Okul Öncesi Yaş Grubu: Günde 30 dakika
  2. İlköğretimin İlk Yılında: Günde 45 dakika
  3. Ortaokul Çağında: Günde 1 saat
  4. Lise Çağında: Günde 2 saat

Unutmayın; çocuğunuz hala küçük olduğundan sizlerin kararlarına ve yönlendirmelerine ihtiyacı var. Deneyimlerinizi onlarla paylaşın ve sınırlarınız içerisinde kalmalarına destek olun.

0-12 yaş grubu için buradan ve 12-17 yaş grubu buradan detaylı bilgi alabilir, ayrıca merkezimizden randevu alarak psikolojik destek için bizlere başvurabilirsiniz.

Ayrıca internet bağımlılığı için sizlere rehber olabilecek kitap önerimize de buradan ulaşabilirsiniz.

Uzm. Psk. Banu Özbaş