Neden Oyun Terapisi?
Bir çocuk yetişme ortamı açısından sağlıklı, sosyal-duygusal ilişkilerin gelişmiş olduğu, anne babanın fikir birliğine varabildiği, demokratik süreçlerin yürütüldüğü, sevgi dolu ortamları arzu eder.
Bilindiği üzere gelişen çağda aile yapıları farklılık göstermektedir. Psikolojiye verilen önemin artmasıyla, ebeveynler hassaslaşmış ve çocuğun psikolojisinin olumlu yönde gelişmesini arzu eder hale gelmiştir. Bu gelişmeler biz çocuk psikologları için sevindirici ama aynı zamanda endişe uyandıran bir hadiseye dönüşmektedir. Günümüzde, ebeveynler arasında çocuklarının her türden isteklerini karşılayarak, bir dediği iki edilmeyerek, hiçbir şekilde ağlatılmayarak psikolojik açıdan olumlu, sağlıklı bir şekilde gelişeceği görüşü oldukça yaygınlaşmıştır. Aslında, ebeveynler çocuklarına kıyamayarak onlara istemeden de olsa kötülük edebilirler ve onların bağımsızlaşmasını geciktirerek gelişimsel süreçleri olumsuz etkileyebilirler.
Ebeveynlerin çocuklarını korumak adına gösterdiği bu çabaya ve özveriye rağmen, günün birinde çocuk öngörülemeyen durumlarla baş başa kalabilir. Kayıplar, boşanma, arkadaş ilişkileri, akademik başarı, doğal afetler, travmatik olaylar yaşayabilir. Tanımadığı, bilmediği duygular veya deneyimler çocuklarda huzursuzluk, içe kapanıklık, öfke, aşırı hareketlilik hali, dikkat eksikliği, korku, kaygı, endişe, çaresizlik, mutsuzluk vb. yaratabilir. Problemini anlamlandırmakta ve çözüm bulmakta güçlük çekebilirler. Bu hassas dönemlerde çocukların yetişkinler gibi problemlerini tanımlamaları, anlatmaları ve çözüm bulmaları mümkün olmayabilir. Oyun terapisi çocuğun kendini ifade etmesine yardımcı olan doğal bir araçtır ve aynı zamanda somut tecrübe ve soyut düşünce arasında bir köprü gibidir. Çocuklar yaşadıkları olumsuzluklar ile en iyi şekilde oyun yoluyla baş ederler. Oyunlar onların dilleri olur ve bir oyun terapisti eşliğinde sağladıkları koşulsuz kabul ortamını bulabildiklerinde bütün iç dünyasını terapistine açarlar. Bu sayede duyguları ile yüzleşip, problemlere çözüm aramaya çalışırlar. Bu küçük dünyada elde edilen doyumlar, yaşananlar, gerçek hayata yansır ve mücadele ruhunu pekiştirir, çocuğu güçlü kılar ve güvenli, mutlu hissetmelerine yardımcı olur. Oyun terapisi sayesinde iyileşme bu şekilde başlar.
Çocuklar oyun terapisiyle, kendine güvenmeyi, işbirliği yapmayı, saygı duymayı, beklemeyi, kendini korumayı, dikkati toplamayı, problemlerine çözümler üretmeyi, sosyal ilişkilerini güçlendirmeyi, kaygı ve korkularıyla başetmeyi öğrenebilirler.
Uzm. Psk Banu Fatma Özbaş