Çocukla Gençlerde Terapi Sürecinde Yaşanan Zorluklar

Çocukla Gençlerde Terapi Sürecinde Yaşanan Zorluklar

Çocukla Gençlerde Terapi Sürecinde Yaşanan Zorluklar

Çocuklar ve gençler de tıpkı yetişkinler gibi bir takım zorlu süreçlerde terapiye ihtiyaç duyabilirler. Son yıllarda bu özel alana başvuruların hızla artması artık bu ihtiyaçların ebeveynler tarafından da fark etmeye başladıklarının bir göstergesi. Kimi anne babalar artık çocuklarının bedenleri kadar ruhlarını da korumanın zorunluluğu ve gerekliliği üzerinde hem fikirler. Fakat bu yeni farkındalık aileler için olumlu bir gelişmeyken, süreçle ilgili yeteri kadar bilgiye sahip olmadıklarından dolayı kimi zamanlarda zorluk çekebiliyorlar.

Yaşanan zorlukları başlıklar halinde sıralayacak olursak;

  • Başvuracakları kişinin kim olması gerektiğini belirlemekte zorluk çekme (çocuk psikoloğu, aile terapisti, pedagog  ya da çocuk psikiyatrı seçenekleri arasında kararsız kalma)
  • Terapinin kısa sürede mucizevi bir gelişim yaratması beklentisi,
  • Çocuğun aileden bağımsız bir şekilde “sorunlu olan çocuk” vurgusunun yapılması,
  • Terapistin önerdiklerinin yeteri kadar uygulanmaması,
  • Görüşme sıklıklarının terapistin önerdiği şekilde değil kendi istekleri dahilinde düzenlemeye çalışmaları,
  • Tüm beklentileri terapistin karşılamasının beklenmesi vb. durumlar terapi sürecini çoğu zaman olumsuz bir şekilde etkiliyor.

Psikoterapi hem çocuk hem de gençler için bir süreçtir. Çocuğun/gencin genellikle kendi istekleri değil ebeveynlerinin isteği üzerine getirildiklerini ve değişimi arzulayanın gene ebeveynler olduğunu varsayarsak bu tip bir terapi süreci daha işin başında zorluklarla karşı karşıya demektir.

Bu motivasyonel eksiklik ancak terapistin çocuk/gençle kuracağı sıcak bağ ve sorunu çocuğa/gence iyi tanımlaması ile değişebilir. Terapistin çocuk/gençle ilişkiyi kurması çok da kısa olmayan belli bir süreyi kapsayacağından dolayı ailelerin sabırlı olmaları ve görüşmeleri düzenli bir şekilde takip etmeleri gerekir. Ancak bu koşullarda terapi süreci başarıya ulaşacaktır.
Süreçteki bir başka zorluk ise; ebeveynlerin çocuklarının sorununun çocuğun kendisinden kaynaklı olduğuna dair inançlarıdır. Hiçbir çocuk aileden bağımsız bir şekilde düşünülemez. Oluşan neredeyse tüm sorunlar aileden kaynaklıdır; fakat bununla yüzleşebilmek zor bir durumdur. Her ebeveyn çocuğu için en sağlıklı koşulları yaratmak ister fakat bazen farkında olmadan bunu engelleyebilir. Örneğin; çocuğu için her şeyin en mükemmelini, en eksiksizini oluşturmaya çalışan bir anne babanın doyumsuz ve sınır tanımayan bir çocuğa sahip olması muhtemeldir. Bazen bize göre iyi olan bir tavır karşılığında olumsuz bir durum yaratabilmektedir. Bu sebeple aileler terapi sürecine katılmalı ve terapistin önerilerini eksiksiz bir şekilde uygulamaya çalışmalılardır. Çocuğun içinde bulunduğu ailenin doğru yaklaşımları terapi sürecine ciddi katkılar sağlayacaktır.

Aysun Erol

Çocuk ve Ergen Psikoloğu